Ayfer Yaman – Editör/Yazar
2016 yılı Türkiye için olabilecek en karanlık yıl oldu, onlarca felaket tek bir senede birleşti. 2016’nın bir an önce bitmesi ve yeni gelen yılın güzelliklerle gelmesi son günlerin tek umudu oldu.
Gelen güzellikler acımızı dindirmese, yok edemese de en azından su dökebilir ihtimali bile heyecanlı bir bekleyişi yol açtı.
2016 hep bir ürkek geçti. Canlarımız yandı, onlarca canımız yandı. Tüm ülke “Acaba bombalanır mıyız?”, “Sağ salim eve varabilecek miyim?”, “Üniversitede okuyan oğlum dersten çıktığı gibi eve gidebildi mi?” sorularıyla geçirdi zamanını.
Telefonlardan bütün bir sene “İyi misin?” mesajları eksik olmadı. Kimileri o mesajlara cevap verebilirken kimi mesajlar sonsuzluğa gönderildi.
Yüzlerce şehit verildi, yüzlerce insan yaralandı. Patlayan bombalar sadece toprağa düşmedi, hepsi 80 milyon yüreğin her birine düştü. Sadece patlama anında orada bulunanlar değil, tüm ülke ağır yaralandı.
Kimisinin iş yeriydi, kimisinin her gün otobüs beklediği durağı, kimisinin ise evine gittiği yol. Şans eseri o gün orada değildi yaşayan herkes. O gün orada olmayıp da sonrasında o bölgelerden geçen herkes gözleri yaşlı arşınladı o yolları. Geçerken ürkek ürkek “Aynı yer bir daha bombalanmaz değil mi?” soruları soruldu.
İnsanlar sokağa çıkmaktan korkar oldu. Her bir patlama yüreğimizi daha da parçaladı.
Ankara, Kızılay, İstanbul, Taksim, Beşiktaş, Kayseri, Diyarbakır, Vezneciler… Her biri ayrı bölgelere düşmüş gibi görünen ama aslında tek yürekte birleşen bombalar.
Nusret ve Zeynep belki bir gün evlenecekti. Durakta evlerine gitmek için bekliyorlardı. Şimdi aynı evde yan yana değil, aynı mezarlıkta yan yana yatıyorlar.
Kerim, Ankara’ya ablasını ziyarete gitmişti. Tatili cenazeye döndü. Sağlam İtalya hazırlıkları yapıyordu, erasmusa gidecekti.
Ozancan çok başarılı bir mühendis olacaktı, hayalleri vardı. Erden yeni taksi şoförü olmuştu. Arkadaşları sen yenisin diyerek yerlerini ona verdi.
Böyle yüzlerce yürek burkan hikâye. Her biri anlatılmaya değer, her biri yaşatılması gereken yüzlerce hikâye. Her seferinde dahası eklenmesin dedikçe çok daha fazlası eklenen hikâyeler.
Ülke genelinde rastgele yaşanan hayatlar. Evden eşini her gün bin bir türlü tereddütle işe yollayan eşler. Öyle bir yıl, tüm ülkeye bir asırmış gibi gelen.
Bitsin artık bu acılar ve artık buluşma noktalarımız olsun güzel günler.